Kılıcın ilk bulunuşu geçmişte her ne kadar Türklere kadar uzansa da, konu Kenjutsu.. Japonlar kılıç yapma sanatını Çinli demircilerden öğrendiler. Eski kılıçlar Çin tarzında, düz, tek ya da çift taraflıydı.
İyi kılıç yapımı demiri bulan Türkler tarafından gerçekleştirilmiştir. Türk kılıçları dövme demirden ve ağırlıkları uç tarafa toplanacak biçimde yapılırdı. Her bozuluş yada kırılışta yeniden dövülerek kılıça biçim veriliyordu. Türkler, kılıcın yapımında ve kullanımında da üstün yetenek göstermiş ve kılıcın kullanım tekniğinde büyük aşama kaydetmişlerdir. Özel formüllerle yapılan kılıçlar yetenekli bileklerde büyük işler başarmışlardır. Tek vuruşta bir deve yavrusunu ikiye ayıran bilek, yine tek vuruşta bir atlası ikiye bölüyor, kat kat yapılmış keçeyi doğruyordu.
Kılıcı saldırı ve savunma aracı olarak kullanan Türkler, kılı kesecek kadar hünerli idi ve savunma aracı olarak kalkanı da ona eşdeğer özellikte kullanıyordu. Avrupa kılıçları düz ve iki tarafı da keskin olarak yapılıyordu. Türk kılıçlarının ise bir tarafı keskin ve kıvrıktır. Mezarlarına atları ve kılıçları ile gömülmelerini isteyen Türklerin kazılarla sağlanan bulgularında bu tarihsel yönlerini yansıtan bir çok belge ele geçmiştir.
M.Ö. 23-24. yüzyıl öncesine varan Doğu Hun Türkleri’nin silahlarına ait Çin kaynaklarında geniş açıklamalar vardır. Bir bölümde şöyle denilmektedir: “Onların hepsi zırhlı süvarilerdi. Uzağa mahsus silahları yay ve oktu, kısa silahları ise keskin kılıçlar ve mızraktı”
1603 yılında Edo Bakufu olarak adlandırılan askeri diktatörlük rejimi zamanında kılıç okulları ve Ryu’ların sayısı binlerle sayılırken, 23 Ekim 1868’den 30 Temmuz 1912’ye kadar süren Meiji döneminde ise batılılaştırılmaya zorlanan Japonya’da birçok savaş sanatı yasaklanmıştı. Kenjutsu çalışan okul sayısında da bu dönemde büyük bir azalma olmuş ve otuza yakın Ryu günümüze kadar gelebilmiştir. Kanagava Anlaşması, Japonya’yı zorla dış dünya ile tanıştırınca Meji Devrimi’nin takip ettiği hızlı modernleşme süreci başladı. 1876’daki Hayitoreyi döneminde silah taşımanın yasaklanması, samurayların halktan ayırt edilmesini zorlaştırmıştır. Katana bulundurmanın yasaklanmış olması sebebiyle birçok katana saklanmıştır. Bir anda kılıç pazarı bitmiş, birçok kılıç yapım ustası işini
kaybetmiştir. 20. yy başlarında askerlerin kılıç ile silahlandırılması ihtiyacı ortaya çıkınca, yıllar sonra kılıç yapım ustaları eski kalitede olmasa da tekrar kılıç yapmaya başlamışlardır.
ABD’nin Japonya’yı işgali sırasında tüm silahlı kuvvetler dağıtılmıştır. Belediye ve polis izni dışında keskin kenarlı katana imalatı da yasaklanmıştır. Daha sonra Dr. Homma Junji’nin General Douglas MacArthur’a başvurması üzerine bu yasak kaldırılmıştır.
Görüşmeleri sırasında Dr. Homma, Japon tarihinin çeşitli dönemlerinden kılıçları göstermiş, General Mac Arthur da hangi kılıçların artistik değeri olduğunu, hangilerinin ise gerçek silah olarak düşünülmesi gerektiğini tespit etmiştir. Bu toplantının sonucunda hangi kılıçların yasaklanacağı düzenlenmiştir. Böylece gunto sınıfı tamamen imha edilecek ve artistik değere sahip kılıçlara sahip olmak ve muhafaza etmek mümkün olacaktır. Hatta birçok katana, kelepir fiyata ABD askerlerine satılmıştır. Bazıları çalınmış, geri
kalanlar ise muhafaza edilmiştir.