
Akiyama ve söğüt ağacı
Jujutsu’nun ilk ortaya çıkışı hakkında pek çok hikayeler vardır. Bunların en önemlilerinden biri Akiyama adındaki hekim hakkında olanıdır.
Akiyama, Nagasaki’li bir hekimdi. Çin’e yaptığı seyahat sırasında insanı diriltmenin 28 farklı yolunu öğrenmiş ve yine burada Hakuda adı verilen kırış tekniklerinin ağırlıklı olduğu bir savaş sanatıyla tanışmıştı. Evine geri döndüğünde bu öğrendiklerini insanlarla paylaşmak onlara öğretmek istedi ama pek fazla ilgilenen olmadı. Morali bozuk ve cesareti kırılmış bir şekilde Tenjin tapınağına doğru yola çıktı. Meditasyon ve ibadet yapmak için gittiği bu yerde, bir fırtına sırasında ormanda yolunu kaybetti. Fırtınada yaşadığı bir olay sonucunda aydınlandığı söylenir. Akiyama fırtınada karın altında kırılan çam ağacını gördü ama yanındaki çok daha güçsüz olan söğüt, karın altında eğilerek onu üstünden atıyor ve bu baskıdan kurtuluyordu. Bu olaydan yola çıkarak 303 farklı teknikle Jujutsu’nun temellerini attı.
Jujutsu’nun gelişmesi
1615 yılında Tokugawa’nın (1600-1868) askeri hükümeti Japonya’yı birleştirmişti ve Shogun diye anılan sözde askeri yöneticilerin 14 jenerasyonu boyunca hegemonyasını ilerletmeyi ve elinde tutmayı başarmıştır. Hükümet, temel olarak fazlasıyla barışla oluşan ve bununla beraber katı sosyal kuralların zirvesinde yer alan bir teori olan samurai topluluğunun mücadelesiyle yüz yüze kalmıştı. Gücünü korumak için Shogun güçlü yasama gücünü kullandı, polis kontrolü sağladı ve ciddi şekilde silahların kullanılmasını yasakladı. Silahlarla yapılan savaş antrenmanları azalmaya başladıktan sonra samurai kendi yeteneklerini ölçmek için başka yollar aramaya başladı. Bundan dolayı 17. ve 18. yüzyıllarda boş el (silahsız) savaş sanatlarının öğretildiği okullarda büyük artış oldu.